Genel

Neden Ben?

Neden ben? Neden bunları yaşıyorum? Neden bu insanlar sürekli karşıma çıkıyor? Ben bunları hak edecek ne yaptım? Oysaki ben şöyle iyiyim, böyle iyiyim, süperim ben. Tamam, hep karşıma çıkanlar suçlu, hep onlarda kabahat, hep onlar kötü ama neden, neden ben?

Bu düşünce kalıbı, bu şikayet cümleleri hemen herkesin dilinden, hiç yoksa zihninden mutlaka geçmiştir diye düşünüyorum. Zihnin klasik kalıplarındandır çünkü, sıkışınca insan hemen bunuları söyleyiverir. Zihin yapısı gereği bakışı, görüşü parçaladığından, kişinin hakikati görmesini engellediği gibi, kendisini görmeyi de engellediği için çıkar bu isyanlar zaten.

İşte bunun cevabı da yaşamın cevabı, yaşamın amacıdır zaten. İNSAN AYNASINDA HAKİKATİ SEYREDEBİLMEK!!! Bu cümlenin anlamını anlamakta hangi yol, hangi kalıplar size uygun geliyorsa, nasıl rahat anlayabiliyorsanız, o yolu siz seçin. İnançlara, bilgilere, seçilen kelimelere, yapılan ritüellere göre farklılık var gibi görünse de amaç aslında tekdir, birdir, birliktir. “Allah’a ermek, kendini bulmak, hakikati idrak etmek, nirvanaya ulaşmak, özünü fark etmek, kendini tanımak, hiçliği anlamak, birliğin farkına varmak, ölmeden önce ölmek vs” amacın inanışlara göre şekil değiştirmiş isimleridir. İnsanın bu amaç olan OLUŞu idrak edebilmesi, hakikati görebilmesi için arınmış saf bir kalbe sahip olması gerekir, çünkü Allah ancak saf, temiz bir kalpte tecellisini gösterir, inanmayanlar için de, insan ancak saf bir kalple kendisini tanır diyebiliriz (Kendini tanıyan kişi, Rabbini tanıyacağından ulaştığı yer yine aynı olacaktır zaten) Yani insan O’nu kalbi ile görür, zihinle veya zihnin parçası olan gözü ile değil.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir